RADYO TRUVA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RADYO TRUVA

RADYO TRUVA MÜZİĞİN YENİ ADRESİ..!
 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 GALATASARAY VE ATATÜRK

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
radyo_truva
Admin
radyo_truva


Mesaj Sayısı : 118
Yaş : 39
Kayıt tarihi : 02/09/08

GALATASARAY VE ATATÜRK Empty
MesajKonu: GALATASARAY VE ATATÜRK   GALATASARAY VE ATATÜRK Icon_minitimeSalı Eyl. 09, 2008 9:08 pm

GALATASARAY VE ATATÜRK Galata10
]GALATASARAY VE ATATÜRK Gif_ku10
Cumhuriyetimizin kurucusu ******'ü "bir takim taraftari" yapmak cabalari,
tarihin gercekleri karsisinda her zaman hüsrana ugruyor.Uluslarin yasaminda cok az
sayida kisi önder niteligini kazanmis ve tüm ulusa mal olmustur.
Bu nitelikteki kisilerin kayitli belgeler olmadan sözel tanikliklara dayanarak birtakim
alanlarda tüm ulusun aidiyetinden koparilip bazi camialara mal edilmesi yanlis bir
tutumdur. Bu kisiler tarihsel özellikleriyle, kisiler, topluluklar, gruplar ve camialar
üstüdür. Bunun tersini savunmak kisi ve camialara bir öncelik kazandirmayacagi gibi,
toplumsal boyutta da onarilmaz yaralar acar. Bunun bilincinde olan gercek önderler de,
toplumun tümünü kucaklamayan ve kurucusu olmadiklari ya da arasinda yer almadiklari
olusumlara katilma konusunda büyük hassasiyet gösterirler.
Mustafa Kemal ****** bu özeni göstermemiz gereken kisilerin basinda gelir.

******'ün Galatasaray camiasiyla olan iliskisi, Galatasaray Lisesi'ni 2 Aralik 1930,
28 Ocak 1932 ve 1 Temmuz 1933 tarihlerindeki ziyaretleriyle somutlasmistir.
Cok yakin bir tarihte yitirdigimiz ve bugün örnegine pek rastlanmayan
"dinozor" gazeteci Metin Toker' in sözleriyle
"Hicbir lise ******'ten böyle bir ilgi görmemistir...Galatasaray, sadece
'Türkiye'nin' Bati' ya acilan penceresi' degil, ****** devrimlerinin en önemlilerinden,
belki de en önemlisi laisizmin kilometre taslarindan biri olmustur.

Nasil Harp Akademisi, Harbiye ve Mülkiye siradan egitim müesseseleri
sayilmazsa Galatasaray da siradan bir lise sayilamaz."


Evrensel bir sevgi

Galatasaray camiasinin ******'e karsi duydugu sevginin evrenselligi 956 okul
numarali Celalettin Som' un satirlarinda carpici bir bicimde dile gelir:

"Galatasaray Lisesi 7. siniftaydim. Sinif, müdür merdiveni karsisinda, ön avluya
bakan, müdür odasindan sonraki ilk sinifti. Beyoglu Caddesi'nin bütün gürültüsü
duyulurdu. 0lk dersimiz Fransizcaydi. Hocamiz Monsieur M. Journé anlatiyordu...
Birden bütün sesler sustu...Koyu sessizlikte mektebin önünde viraji alan tramvayin
aci ciglik sesine benzeyen demir tekerleklerin raylara sürtünmesinden cikan ses
kulaklarimizda cinladi...M. Journé ders anlatmayi kesmis, basini elleri arasina almis
agliyordu!..Tarih 10 Kasim 1938 saat 9'u 5 geciyordu...ATATÜRK vefat etmisti.
" 0ste o günlerde evrensel ve toplumlar üstü bir devlet adamina karsi duyulan evrensel
sevgi budur.


Galatasaray Lisesi'ni Ilk Ziyareti

1930 yilinda dünyanin ve Türkiye'nin, siyasal ve toplumsal konjonktürü oldukca
hareketlidir. ****** 18 Kasim'da bir yurt gezisine cikar ve 0stanbul'a döndükten
sonra bazi okullari ziyaret ve teftis eder. Devletin resmi yayin organi Ayin Tarihi
mecmuasi bu olayi söyle anlatir (cilt 23-24, sayi 79-81, sayfa 6630-6631):

"3.12.1930; Reisicumhur Gazi Hz. saat ikide otomobille saraydan hareket ederek sira
ile Harp Akademisi, Mülkiye ve Harbiye Mekteplerini...buradan Galatasaray Lisesi'ni
tesrif ettiler.(...) Galatasaray Lisesi'nde kütüphanenin hatira defterini imzaladilar.
Daha sonra müdür odasinda bir müddet oturarak mektebin vaziyeti umumiyesi ve
talebenin durumu hakkinda konustular. 0mla, resim ve lisan derslerinde bulundular,
mektep müdüründen uzun uzadiya izahat aldilar..."

Simdi devlet arsivlerinden edinilen bu kuru ve nesnel bilgilerin yanina cagdas
yazinimizin öykücülügünün ve tiyatro yazarliginin bir klasigi olan, benzersiz kurgu
isciliginin yani sira edebiyatimiza 'humour' denilen ince alayi ve gözlem gücünü de
kazandiran ve bir Galatasarayli olan ustanin kalemine, Haldun Taner'in gözlemlerine
basvuralim ve bu ziyareti bir kez de onun anlatisindan dinleyelim:


Sarklilarin Efsaneye Düskünlügü

"Ya sekizde ya dokuzda idik. Demek ki otuz, otuz bire rastliyor. Mektepte bir telas,
bir kiyamet. Tas tablolar boyaniyor, yikik yerler sivaniyor. Meger Gazi Pasa gelecekmis.
0dare her sinifa Afet Hanimin, baskisi henüz bitmemis Yurt Bilgisi kitabindan ücer nüsha
dagitti. Talebeler kimlaniyor: 'Ah bir bizim sinifa girse.' Hocalar baska gûna:
'Allah vere bizimkine girmese.' (...) ******'e bakiyorum, resimlerinde sik sik gördügümüz
pozlarindan birinde: Sol elinin iki parmagini üst yelek cebine takmis, basi hafif öne egik,
catik kaslari ve o meshur bakisiyla gözünün üstünden müdüre bakarak anlattiklarini dinliyor.
Biz Sarklilar neden ille her seyi büyütüp efsanelestiririz. Akli basinda insanlardan
duymustum: 'Bakilamiyor efendim,' diyorlardi. '0mkâni yok gözlerine bakilamiyor.
Cenesine kadar hadi neyse ne ama, basinizi daha yukari kaldirdiniz mi, gözleriniz iki
kuvvetli projektörle karsilasmis gibi kamasiyor, carpilip sersemliyor, bir seyler oluyorsunuz.'
Ben bunu duydum ya, simdi korkudan basimi kaldirip da yüzüne bakamiyorum.
Bütün görebildigim: Saatinin köstegi, yelegi, sol elinin yelek cebine dalmis iki parmagi,
kolali devrik yakasi, hadi bilemediniz biraz da cenesinin ucu...Hepsi bu kadar.
Ama cocukluk iste, seytan dürttü. Ya herrü ya merrü deyip birden daha yukari bakiverdim.
A, ne kamasma ne carpilma, iste pekala bakilabiliyordu. Hatta müdür de bakabiliyordu.
Hoca da bakabiliyordu.


Bu Gözlerden Hicbir Sey Kacmaz

Gerci projektör, simsek filan edebiyat ama, sunu söylemeli ki, bu bakis pek öyle
herkesin bakisina da benzemiyordu. Bu gözler bir yere bakiyor ama baktigi seyden
cok daha gerileri cok daha derinleri görüyor gibi idiler. O gün, orada, onun karsisinda
cocuk kafamin koydugu ilk teshis su oldu: Bu gözlerden hicbir sey kacmaz arkadaslar.

Bu adam kandirilamaz, aldatilamaz. Bu adam mugalataya, laf cambazligina pabuc
birakmaz. Bu adam, bilmek icin ögrenmis olmaya ihtiyaci olmayan, bildigini bilen,
bilmedigini de sip diye sezen bambaska bir insandir(...) ****** mektepten ayrilmak
üzere iken paydos trampeti caldigindan hepimiz bahceye bosandik. Rahmetli,
maiyetindeki mutat zevata bir seyler söyledikten sonra talebe kalabaliginin ortasina
daliverdi. O, tek basina, ortamizda, maiyetindeki zevat ise geride, cok geride, mektebin
iki kanadi da acilmis cümle kapisina dogru yürümege basladik. ******, yüzünü daha
iyi görebilmek icin yengec gibi yampiri yampiri hatta gerisin geri yürüyen bir sürü
cocugun arasinda, iki eli ceketinin iki yan cebinde, gururlu ve gülümser ilerliyordu.
Büyük kapinin önüne binlerce merakli birikmisti. El ele vermis polisler kaldirimlardan
tasan halk kitlesini zor zaptediyorlardi. Karsi apartmanlarin her bir penceresinde ben
diyeyim, on, siz deyin yirmi bas. ****** görününce bir alkis koptu. Aklimiza gelmis
gibi biz de onlara uyduk. ****** bu alkislar arasinda otomobiline bindi (...)
Aksam, etütte yoklama yapilinca, o kargasalikta iki acikgöz arkadasimizin neharilere
karisip mektepten kactiklari anlasildi. Gecmis zaman, kendilerine idarece bir ceza verildi
mi idi, pek hatirlamiyorum. Galiba, bu tarihi günün yüzüsuyu hürmetine,
Beyoglu'nda sürtüp durduklari yanlarina kâr kaldi idi. E, artik o kadar da olmasin mi?"


Ikinci Ziyaret

Mustafa Kemal, 28 Ocak 1932 Persembe günü Beyoglu'nda otomobille ciktigi bir gezinti
sirasinda saat 16'da Galatasaray Lisesi'ni ikinci kez ziyaret ederek onurlandirmistir.
Lisedeki tarihi Tevfik Fikret salonunda verilen bir müsamereyi izlemis ve oyunda rol
alan ögrencilere övgüler yöneltmistir. Niyazi Ahmet Banoglu'nun "******'ün
Istanbul'daki Hayati" adli yapitinda bu ziyaret hakkinda bilgi verilmektedir.


Ücüncü Ziyaret

******'ün Galatasaray Lisesi'ne ücüncü gelisinin tarihi 1 Temmuz 1933'tür.
Gazi bu gelisinde ögrencilerin Tarih-Cografya-Yurt Bilgisi grubundan gecirdikleri
orta mektep bakalorya sinavlarina bizzat katilmis ve cesitli sorular sormustur.
Maiyetiyle (Riyaseticümhur Katibi Hikmet (Bayur), Basyaver Celal, Yaver Sükrü ve
Cevdet Beyler ve Muallim Afet Hanim) Lise' ye gelen ****** talebenin alkislari
arasinda Müdürlük odasina cikmis, burada müdür Tevfik Bey ve ögretmenlerle okul
hakkinda görüstükten sonra dogruca imtahan odasina girmistir.

Ilhan E. Postacioglu'nun anilarindan Gazi'nin imtahan odasina girdiginde sinavdaki
ögrencinin Bandirmali Ahmet oldugunu ögreniyoruz. Ardindan Serbest Firka'nin
kurucusu Fethi Okyar'in oglu Osman (Okyar) sinav odasina alinir. Sinavdan cikan
Osman Okyar'a ****** tarafindan babasina selam söylendigi ögrenciler arasinda hizla
yayilir ve büyük bir memnuniyet uyandirir. ******'ün Galatasaray Lisesi ögrencilerine
yönelttigi bazi sorular sunlardir: Atilla'nin Romalilar'la ilk harbi; Sevr muahedesiyle,
Lozan muahedesi arasinda ne gibi farklar vardir?; Eti medeniyeti; Devletciligin ve
fertciligin mukayesesi; Simendifer siyasetimiz; Malazgirt Meydan Muharebesi;
Din ve laiklik üzerine sorular; 0spanya yarimadasi; Mudanya Mütarekesi; Bizanslilarla
Türklerin ilk temaslari; Referandum ve halk oylamasi vb. Sinavlar gecenin ilerleyen
saatlerine kadar sürmüs ve ****** Galatasaray Lisesi'nden memnun kalarak ayrilmistir.
Dönemin okul müdürü olan Tevfik Ararat o günün izlenimlerini su sözlerle anlatir:

"1 Temmuz 1933, Galatasaray Lisesi'nin yasadigi en büyük gündür; o gün
Gazi Hazretleri, müessemizde bes saat bir ceyrek saat kalmislar, ve birinci devre
Tarih-Cografya-Yurtbilgisi mezuniyet imtahanlarina giren talebemizden dokuzunu
imtahan etmek lütfunda bulunmuslardir. Galatasaray Lisesi, bundan sonra,
o unutulmaz günü her sene anmak ve tekrar yasamak icin ayni devrenin ayni
imtihanlarini daima ayni güne koyacaktir." GALATASARAY VE ATATÜRK Galata10GALATASARAY VE ATATÜRK Gif_ku10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://radyotruva.yetkin-forum.com
 
GALATASARAY VE ATATÜRK
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» GALATASARAY

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RADYO TRUVA :: SPOR STUDIOSU :: * SÜPER LIG TAKIMLARIMIZ *-
Buraya geçin: